2,075 1

SABIR TASLARI

SABIR TASLARI

simdi yagmur dualarinda açilmis eller
odundan parmaklariyla kalkan ormanlar
kinali gelin elleri yâri yabanda
bir deri bir kemik onca ihtiyar
bir de çocuk elleri papatya saganagi
kalem defter bilmeyen
doyurmaz olmus boz toprak gayri
gözyasiyla sulamisiz nice dar zaman
zulum arttikça yokluk
zalim yokluklarda kilagilanmis öfke
öfkeden türkü yapanlar
türküden samar

en isikli dallar yürüsün iskin sürüp
yürüdükçe alev açar halk ormani karanliklara
biz ki
kapmayalim bir yol nacagin sapini
diklenmeyelim söyle elimize tükürüp
kaç yedi düveli yerle yeksan etmisiz
çat diye çatlamasin taslar


hele yürüyün bir
devrimler simseklenir gür türkülerde
haykirin suratina nifak saraylarinin
elinde anahtariyla isçiler
çok zamandir hiç hayalsiz memurlar
gelecegi yagmalanmis öðrenci
yürüyün damar damar
biz ki
yeryüzünde görülmemis tahammül
milyonlarca sabir tasi
devleti baba belleyenler biz
anamiz Anadolu
o büyük suskunluguz
kaçinci kaçkunluguz
atti miydi tepesi
o emsali görülmemis samar
boz topragi devsirip hey canim
kina gibi sevda gibi umut gibi
coskular harmanlayip yoksulluklardan
kitliklarin bagrina türküler ekenleriz
yürek tepeden tirnaga yangin
tepeden tirnaga rüzgar

selam olsun panzerlere diklenenlere
selam olsun ormanlarca büyüyenlere
ulur karanlik bir dag nefes aldikça
bir irmak akmaya durdukça
mavzerler dogrultulur üstüne
panzerler tanklar giyinir zulum
yagmuru giyindikçe sirtina yoksullugum
selam olsun haksizliga dur diyenlere
ellerinden öperim ey ulu çýnar


ey pankartlari bayraklari kana bulanmis
kara bulutlar sarmis yildizi ayi
hele bir yol yürüyün
sus deyin zulme
dur deyin karanliga
olmazsa
biz ki
sayilmayan parmak ile
tükenmeyen kirmak ile
milyonlarca sabir tasi
heyelanlar gibi sökün ederiz
isitsin kör karanliklar



pullugun sapini birakir kara ömer
dirgene yapisiverir hacalinin kizi ese
okkali bir tas kapar yerden
çanakkalede düsen eselinin torunu
birakir davari daga emanet
yürümeye görsün hele
aha su gördüðün ala daglar
su yarisi yakilmis orman
hala kosulan kara saban
kaç aydir mazot içiremedigi
irebecin sar’ öküz dedigi traktör
destur demeye görsün
israfil surun üfler emperyalizme
ayaga kalkmasýn bir
laf degil
koskoca Anadolu
zulmun alin çatinda kiyamet kopar

‘ulen yetti gayri demeyelim bir
yedi düvel bilir destanimizi
olanca pervasizligiyla öldü sanilan
görürler
nasil ayaga kalkar dikilir

aç kalmisiz
ölmüsüz milyonlarca yoksulluklarda
salginlar atlatmisiz
kiranlar yasamisiz
susmusuz ölüm gibi
devlet babamiz
vatan anamiz deyip
katlanmisiz
pusmusuz
ama dayanmasin biçak kemige
benzeri görülmemis
atesin ordulari tutusur
uluyan karanligi yaka yaka geliriz

biz gelmenin zamanini biliriz

Çanakkalede düsen hasan oðlu ibrahim
‘destur’ deyip kalkacaktir yerinden
hastane kapisinda çocuk üstüne
içeri alinmadan can veren fatma
öfkeden cana gelip ayaða dikilecek
satilan topraklar için
ve ayaklar altina
atilan tarih adina
ve daha milyonlarla
milyonlarla
bizimle birlikte yürüyecekler
koca bir ülkeyi satanlara
sormak için geçmisin gelecegin hesabini
su –ates-kül ve rüzgar

ayaga kalkacaktir
yasayan ve ölmüs
kim varsa
bir gider bin geliriz
sahlanir daglar

ve sabir taslari çatlar

30.04.2007
adnan durmaz

Comments 1

Tags

Information

Section
Views 2,075
Published
Language
License